8 Ekim 2009 Perşembe
Kedü ... (oğlumdan)
Onun ismi Kedü idi. Onu aslında el kadar iken o donem ekonomik durum nedeni ile evime aldıgım 3. ev arkadasım getirmisti. Normalde insanları bile sevmeyen bir insan eve bir kedi yavrusu getirmisti. Ben bu kediye kendimize bakamadıgımız ogrenci evinde nasıl bakacagımızı dusunurken, ev arkadaşım çoktan MSN de kızlara kediyi göstermeye başlamıştı. Kendisine oğlum ne yapacağız bu kediyi bari erkek getirseydin dediğimde aldığım cevap; "Ne olucak sokağa atarız en kötü kırarız boynunu" idi.
Söyleyeceğim şudurki, kedüyü eve getiren arkadaş o kediyi sadece 3 kere webcamine gösterdi bir kere bile okşamadı ve kiraya katkısı ne olusa olsun 1 ay içinde EVİMDEN si...... gitti. Kedü ise koynumda yatıyordu.
Gel zaman git zaman Kedü benim canım oldu. Öyleki kızarkadaşlarıma saldırmaya başladı kaltak. Ve ben her zaman onu seçtim çünkü insanoğlu beni aldatıyordu ama o asla.
Zamanımız çabuk tükendi yıllarımı geçirdiğim evimi boşalttım. İstikamet yurtdışı idi. Yanımda bir kedi taşıyamazdım. Ailemin evinde sosyopat bir köpek olmasa adresi belli idi ama Kedü ortada kalmıştı. Kaç arkadaşıma (özellikle kızlara) yamamaya çaliştım isede kendisinin manyaklığı (ki bebekliği, çocukluğu, gençliği aynı evde 10 dan fazla kedi ile geçen kuzenimin bile ben böyle kedi göremdim diye deklare ettiği) sayesinde ev sahibi yapamadık Kedüyü. Aklıma gelen son çare üniversiteme bırakmak oldu. Bu arada benim üniversitem çok kraldır (isim vermiyorum reklam olmasın) ayrıca kedi cumhuriyeti hühüm sürmektedir.Okulun her köşesi kedi maması doludur (Hocalarım sağolsun).
O evden kaçmak için kapıyı camı yoklayan kediyi evden çıkarmak için kollarım yara izi doldu. Arabanın içinde kedi resmen ağlıyordu. Benim ise gözlerimden yaşlar zaten akıyordu. Okula onu ilk bıraktığımda duyduğum miyavlamısını ilk defa göstermişti. Böyle bir hüzün, mutsuzluk ve RED miyavlamasına vurmuştu. O kadar çok üzülmüştümki 3-4 saat orada onunala oturdum. 15 dakika sabit duramayan Kedü kucağımda mıhlanmıştı sanki gitmiyordu. Yanıma yaklaşan erken kedileri onların 4'te bir olmasına rağmen kovalıyor kucağıma oturuyordu.
Orada o gün onunla ayrıldık. Onu o günden sonraki 2 ay sık sık ziyaret ettim ancak sürenün sonunda ben yoluma ülke dışına gittim. Onu bundan sonra ilk 10 ay sonra gördüm. Okulda geçirdiğim 2 saatin 1 saatini onunla geçirdim. Sadece mekanı ve beslenmelerini hatırladıkladıkları öne sürülen Kedü o kendine özgü uzuuuun miyavlaması ile beni karşılamıştı. Ama hikayenin asıl can alıcı noktası bu olaydan yaklaşık 13 ay sonra yaşanacaktı
Master Tezi ile ilgili işlerimi halletmek için vatanımda, yurdumda, en sevdiğim şehirde, üniversitemde idim (her nekadar en çok özlediğim ailem olsa da). İşte o, adama dokunan, olay o zaman oldu.
Tam bölüme giriyordum, alt dönemlerden ve master yaparken beraber ders aldığım (samimi olmasamda o zamanlar birbirimizin ismini bildiğimiz) bir arkadaş binanın dışında dikiliyordu. Kendisine selam verdim (karşılıkı versin ki ardından gidip halini hatırını sorayim), o ise beni görmezden geldi. Tam 13 ay bu binaya uğruyamamıştım. Bu olayın nedeninini bu olduğunu düşünüyordum. 13 ay uzun bir süre idi.
Tam o sırada bir ses duydum. “Mieieieieieieieieieiei”. Bu o idi “KEDÜ”. Beraber proje yaptığımız arkadaşım görmezden gelmişti ancak insanlar arasında nankör ilan edilen türden olan Kedü beni tanımıştı. Bana doğru koşa koşa geliyordu hemde onu sokağa (aslınd abizim üniversite sokaktan çok daha iyidir) bırakmama rağmen (hemde 13 aydır görmediğim halde). Koşa koşa geldi bacaklarıma sürünmeye başladı. Taşın üstüne oturur oturmaz atladı kucağıma deliler gibi mutlu idi (birde benim mutluluğumu düşünün). Ben o gazla arkadaşa bağırdım ; “Ulan gerizekalı şu okulda yer kaplıyorsun ama bir kedi kadar olamadın şerefsiz”. Arkadaş binbir özür ile yanıma geldi ise de küfürün 1 i 1000 para ile defolup gitti yanımdan.
En mutlu olduğum konu ise şu idi; Kedü semirmiş şişmanlamış irilerşmiş ve o bölgenin kralı omuş idi. Zaten piskopat ve saldırgan olarak yetiştirmiştim onu. Boşa gitmemişti çabalarım. Bizim okulda bir kedi sev bin tanesi etrafına toplansın ekmek var diye (dedimya okul kedi cumhuriyeti diye). Kedü yanaşan diğer kedilere bir girişti. Fareler gibi dağıldılar. Hatta kocaman izbandot gibi bir erker kedi gitti bir arabanın jantına dümdüz girdi korkudan. Kedüden gurur duydum. Ondan sonra 3 günde okulda idim ve kedü ile bayağı vakit geçirdim. Gördüğüm bölümümün önündeki bölgenin ağası olmuş (60-70 kedinin arasından ve kendisinin 2 katı büyüklüğünde erkek kediler varken). Ayrıca Garanti bankası bankamatiğine yuva kurup başka kedi sokmuyor. Çok sevindim durmunun benim öğrenci evinden iyi olduğuna, hemde onu böyle yetiştirdiğime.
2 Hafta içinde onu tekrar görmeyi umuyorum. Umarım saltanatı sürüyordur. Sürmüyorsada ben gider sağlarım saltanatı Kedü’me.
Şafak
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder