26 Mayıs 2009 Salı

Unutmak üzerine..

"M , o akşamüstü- göğsündeki garip sızıyla geçmişi olmayan- ansızın bir güne uyandı.Belleği onu hafifmeşrep bir sevgili gibi terketmişe benziyordu..." cümleleriyle başlar Mehmet Eroğlu "Belleğin Kış Uykusu"nda"..

Hayat denilen şey, unutulması gereken travmalar toplamı mıdır?Unutmanın karşıtı hatırlamaktır.Unutmak - hatırlamak - tekrar hatırlamak üzere unutmak.İnsan aklı unutmakla yaralı...Hepimiz çocukluk yıllarının yolunda giden anılarını değilde, örseleyici taraflarını anımsarız.Unutmak bazen tanıklıkların reddidir.Unutmamak bazen zulümdür.Unutmak vefa özürlü bir eksik bakıştır.

Nietzche, hayvanların geçmişi hatırlamamasının mutsuzluklarını engellediğini öne sürer ama aynı zamanda da mutlu olmalarını...Geçmişimizin izleri, hayat öykümüze eklenmek üzere beklemeli arşivlerimizde..İçinde bir tutam sevgi olan hayatımızdan, ne kadar kötü olursa olsun vazgeçebilirmiyiz ? "Sitem yok ömrümden geçenlere "diyebildiğimiz zaman birer ozanız..



dalgaları aşmak

Hiç yorum yok: