12 Ocak 2012 Perşembe

LA ROXELANE





Pek dizi izleyen biri değilim ama ilk bölümden itibaren ” Muhteşem Yüzyıl” tutkunu oldum çıktım.Elbette bunun nedeni Süleyman değildi. Kadınlarla dolu dış dünyaya kapalı bir yapıydı beni diziye çeken.Zaten bugüne kadar pek konuşulmuş bir yapı değil “harem”. Kimbilir arkasında ne hikayeler, ne acılar var. Osmanlı tarihi boyunca yığınla kadının yolu oradan geçmiş veya orda noktalanmış. Harem müthiş bir hiyerarşinin yaşandığı, entrikanın mücadelenin olduğu, başarının sultana yakın olmakla ölçüldüğü bir yer.Ve yüzyıllarca süren imparatorlukta duyduğumuz kadın isimleri bir elin parmakları kadar.. Hürrem Sultan’da bunlardan biri…Diziyi de ilgiyle izlememin nedeni, her ne kadar kurguda olsa, bir kadının o yapı içinde bütün teamülleri alt üst ederek verdiği varolma mücadelesi.

“Gerçek adı Alexandra Anastasia Lisowska. Osmanlı Sarayı'da Kanuni Sultan Süleyman tarafından Türkçe'de neşeli, soylu kişi anlamına gelen Hürrem adı verilir. İşte Osmanlı'nın en güçlü kadınlarından Hürrem Sultan'ın çeşitli tarihçilerden kısa yaşam öyküsü:

Hürrem Sultan Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk nikah kıydırtan sultandır. Hürrem Sultan'ın sarayda cariye maaşı aldığı ve bu paraya ihtiyacı olmadığı için parasını Mekke'ye bağışlamak istediği söyler. Ancak kölelerin dini yerlere (Mekke, Medine vb.) bağış yapması günah kabul edildiği için Kanuni'den onu azat etmesini ister. Kanuni Sultan Süleyman da bağış için Hürrem Sultan'ı azat eder. Hürrem artık cariye değildir. Bir gün Kanuni Hürrem Sultan'ı odasına çağırttı ama Hürrem bu teklifi reddetti. Kanuni'ye, “Artık ben sizin malınız değilim. Beni kölelikten azat ettiniz. Sizinle beraber olmam zinaya girer” der ve bu nedenle Kanuni Sultan Süleyman Hürrem Sultan'ı nikahına almak zoruna kalır.

Hürrem Sultan, Kanuni Sultan Süleyman'a bir kız, dört erkek çocuğu doğurdu. En büyük oğlu Mehmet Şehzade tahta çıkamadan öldürüldü. İkinci oğlu Selim tahta çıktı. Diğer çocukları da Beyazıt ve Cihangir Şehzadelerdir. Kızı Mihrimah Sultan'ı Vezir-i Azam Rüstem Paşa ile evlendirerek Vezir-i Azam'la bir ittifak oluşturur. Kanuni, yeniçeriler tarafından çok sevilen oğlu Mustafa'yı kendisini tahttan indirmeyi planladığı inancıyla öldürtür. Hürrem Sultan'ın Kanuni'yi bu kararda etkilediği inancı yaygındır. Şehzade Mustafa'nın öldürülmesinden sonra Mahidevran Sultan iyice gözden düştü. Yaşamının büyük bir bölümünü fakir olarak oğlunun mezarının bulunduğu Bursa'da geçirdi. Devlet yönetiminde etkili olan Hürrem Sultan, İran savaşını destekledi. Ruslar ve Lehlerle barış içinde yaşanılmasını sağladı. Hürrem Sultan 18 Nisan 1558 tarihinde eşi Kanuni Sultan Süleyman'dan 8 yıl önce 52 yaşındayken öldü.

Batı'da Roxelena adıyla bilinen bu güçlü sultanın ünü çağları ve ülkelerin sınırlanın aşıp yaramaz bir çocuk gibi oradan oraya koştururken,klasik dönem bestecisi Franz Joseph Haydn'a çarpmıştı.Haydn'ın Hürrem Sultan'dan esinlenerek bestelediği 63.Senfoni ,'La Roxelane'adıyla da anılıyor zaman zaman.Haydn,Hürrem Sultan'ın çağdaşı değildi.Franz Joseph Haydn dünyaya geldiğinde Hürrem Sultan'ın ölümünün üzerinden yüz yıldan fazla zaman geçmişti.Ancak ün de aynı müzik gibi zamana boyun eğmiyor”


Şimdi düşünüyorum da belki bazı Türk erkekleri Hürrem Sultan'a küsmüştür. Çünkü o Padişah'a bir kadını sevmesini, tek kadınla yaşamasını öğretti. Çok erkek için bu gerçekten çok zor...

14 yorum:

Mehmet Bilgehan Merki dedi ki...

Kadın bakış açısıyla belki haklısınız. Ancak bu örnek olma sonraki padişahların hiçbirinde vücut bulmadı. Süleyman, tek nikahlı padişah olarak kaldı.
Ancak şahsi kanıma göre, Hürrem, şehzade Mustafa'nın öldürülmesine sebep olarak, Osmanlı'nın gerileme çağına girmesine yol açanlardan biridir.
Elbette bir tahmin ama Mustafa, padişah olsa idi, dünya tarihi sanırım çok daha farklı olacaktı.

Dalgaları Aşmak dedi ki...

Mehmet Bilgehan Merki,
meselem osmanlı tarihi veya dünya tarihi değil.Sadece bir diziyi izleme nedenim kadın bakışı ile))

Teşekkür ediyorum.

nehiro dedi ki...

sevgili dalgaları aşmak...
ne kadar güzel bir konu....aslında bir o kadarda yasak bir konudur aynı zamanda ....tabiii işine gelenler vede genelde erkekler tarafından
biz şu anda osmanlı tarihini yada o olmasaydı şu... şu da olmasaydı bu....nu tartışmıyoruz....
biz burada bir kadının köle olarak geldiği sarayda var olma mücadelesini azmini kadın olarak kadın tek eşliliği savunmasını ne kadar plancı olsada kadın şevkatini, akıllılığını zekasını konuşuyoruz... ve hürrem sultan buna çok iyi bir örnek....onun gibi bir kişiliğin yapabileceklerini yapıyor yoksa diğerleri gibi hangi gece sıra bana gelecek diye bekler dururdu...sıra geldiğindede aldığı hediyeyle avunurdu...zaten tarihede bakarsak aslında hikümdarların arkasındaki gerçek kadınlar hep böyledir, akıllı, zeki ve belkide devleti çok daha güzel yönetebilecek kişiler...ama işte ne yazıkki...kadın....ne iyi ki kadın..... ve ayrıca oynayan bayan sanatçı da başarılı...bu kadar saklanan harem hayatını çok şeyleri değiştirerek, hatta üstünü örterek, saklayarak versede cesaret edildiği için önemsenmeli...

Zeugma dedi ki...

Muhteşem Yüzyıl ile birlikte dizi izleme keyfim ve tarih merakım geri gelmişti ve epey bir bölüm izledim. Meral Okay'ın bazı ögeleri araştırmadan senaryoya aldığını farkedince bıraktım epey...
Şimdi yine yeni yeniden izliyorum ki eleştirebilmek adına..
Ne o öyle sarayın hali Allah aşkına? Aklına gelebilecek kim varsa katil olmaya anbean hazır! Durmadan kelleler uçuyor. Sülüman ve anası:)Allah mı da ''kullarım'' deyip duruyor :) Bıraksan kadınlar birbirini parçalayacak:)))
Eeee, öyle bir ortamda müstehak...
Güzel bir araştırma yazısı olmuş sevgili Bedişciğim.
Ellerine sağlık...

DOREMİ dedi ki...

63.Senfoni ,'La Roxelane nin esin kaynağının hürrem olduğunu yeni duydum..sağolasın..:)

bilge dedi ki...

güzel bir konuya değinmişsin arkadaşım bende bilmiyordum 63. senfoninin bizim hürremden esinlenerek bestelendiğini)))))) sevgilerimle..

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Biz, erkekler ne kadar gürlersek gürleyelim, dünyayı idare eden
kadınlardır.:((
Dostlukla...

GÜVEN SERİN dedi ki...

Haklısın; bazı erkeklerimiz;kahraman erkeklerimiz kızmışlardır Hürreme. Hâla barbarlıklarımız belki de bu kızgınlığın bir başka devamıdır...

Dalgaları Aşmak dedi ki...

Sevgili Nehiro,
katkın için çok teşekkürler.İyi ki kadınız :)

Dalgaları Aşmak dedi ki...

Sevgili Zeugma'cığım,
eeee saray entrikaları )))Diziler sonuçta popüler kültür ürünü, akşayan taraflarının olmasıda gayet doğal.Zaten bir osmanlı belgeseli gözüyle izlemiyorum.Ama Hürrem favorim ))))kadın kadının kurdu zaten ))

Dalgaları Aşmak dedi ki...

Sevgili crazywomanrosemary ,
sen de sağol ))

Dalgaları Aşmak dedi ki...

Bilge, sevgili arkadaşım izliyormusun)))

Dalgaları Aşmak dedi ki...

Mehmet,
hayırdır yüzünüzü asmışsınız))

Dalgaları Aşmak dedi ki...

Guven,
işte hergün gazetelere yansıyan o barbarlıkları yeni resimlerimin konusu.