Bugün, melankolik ve derviş ruhlu şair Ziya Osman Saba'nın çok hoş bir şiirine rastladım.yaşamdan alınan keyfi birdenbire arttıveren...
nefes almak, içten içe, derin derin,
taze, ılık, serin,
duymak havayı bağrında.
nefes almak, her sabah uyanık.
ağaran güne penceren açık.
bir ağaç gölgesinde, bir su kenarında.
üstünde gökyüzü, ufuklara karşı.
senin her yer: caddeler, meydan, çarşı...
kardeşim, nefes alıyorsun ya!
koklar gibi maviliği, rüzgârı öper gibi,
ananın südünü emer gibi,
kana kana, doya doya...
nefes almak, kolunda bir sevgili,
kırlarda, bütün bir pazar tatili.
bahar, yaz, kış.
nefes almak, akşam, iş bitince,
çoluk çocuğunla artık bütün gece,
nefesin nefeslere karışmış.
yatakta rahat, unutmuş, uykulu,
yanında karına uzatıp bir kolu,
nefes almak.
o dolup boşalan göğse...
uyumak, sevmek nefes nefese,
kalkıp adım atmak, tutup ıslık çalmak.
sürahide, ışıl ışıl, içilecek su.
deniz kokusu, toprak kokusu, çiçek kokusu.
yüzüme vuran ışık, kulağıma gelen ses.
ah, bütün sevdiklerim, her şey, herkes...
anlıyorum, birbirinden mukaddes,
alıp verdiğim her nefes." …….. derken, Geçen Zaman şiirinde
”acilin, acilin tekrar
cocuk dizlerimdeki yaralar”
dizelerinde insanin zaman onundeki zavallılığını da anlatıyor.
Şiirlerinin ardından hikayelerine geçtim.
Genç sayılabilecek yaşta kaybettiğimiz Ziya Osman Saba' nın gerçekleştirmeyi çok istediği bir tasarısı varmış: Kendi hayatının romanını yazmak. Yaşamıyla paralel olarak, içinde yaşadığı ve çok sevdiği İstanbul 'un da değişip geliştiğini görmüştü. Bu nedenle hazırladığı yapıta "Değişen İstanbul" adını vermek istiyordu. Anılarından parçaları eli değdikçe yazıyordu. Bunların bir bölümü "Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi nde yayınlanmış, bir bölümü ise Varlık dergisi ve yıllık hikaye kitaplarında kalmış, bunlar, sonradan "Değişen İstanbul" adıyla kitaplaştırılmış.
Ziya Osman Saba'nın etkileyici hikayesi; türk edebiyatının en iyi hikayeleri arasında da sayılabilir. Vitrindeki mutlu insanlara özenen kahramanımız, birgün aynı öyle mutlu bir fotoğraf çektirmek ister; velakin olaylar istediği gibi gelişmez. Abidin Dino, mutluluğun resmini çizmiş midir bilinmez, ama mutsuzluğun en yalın hikayelerindin birini yazmıştır Ziya Osman Saba; her dem takdir edilesi bir hikayecidir.
Hayali Ziya bey, bir gün ismi ile müsemma bu fotoğrafçıya gider ve vesikalık çektirmek istediğini söyler... Tabii ki aklında bin bir hüzünlü düşünce ve bin bir soruyla... Öyle bir ifadeyle bakar ki kameraya, fotoğrafçı özür dilemek zorunda kalır:
"beyim, kusura bakmayın, sizin resminizi çekemeyeceğim. Burası" mesut insanlar fotoğrafhanesi." ...
( Hikayeyi okumak isterseniz Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesine tıklayınız)
20 yorum:
"Özgür Pencere" yi sayenizde tanıdım,teşekkürler. Dostlukla.
alizafersapci,
bende bugün tesadüfen buldum ve çok hoşuma giden bir edebiyat sitesi oldu.Paylaşmak güzel :)
Dostlukla...
Çok merak ettim,hemen bakıyorum:)
Çok teşekkürler
sevgili dalgaları aşmak;
ne güzel bak yine gelmişsin
bloma teşekkürler
o dolup boşalan göğse...
uyumak, sevmek nefes nefese,
kalkıp adım atmak, tutup ıslık çalmak.
güzel mısralar bunlar
sevgiyle...
ne güzel yazmışsın. sabanın şiirlerini bilirim. bu kitabı okumadım. okurum. biyografik hikaye. enfes bir tür.
ayrıca ne müthiş bir isim değil.
mesut insanlar ....
edebiyat.
güzel bir şiir bunu daha önce severek okumuştum ..sevgilerimle
Bu müthiş enerjine,bu araştırmacı ve çalışkan ruhuna bayılıyorum.sanat için yaratılmış
gibisin!
Harika bir Ziya Osman Saba şiiri ve Saba'nın yine çok güzel bir "Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi" öyküsüydü okuduğum.
Sevgili dalgalarıaşmak, bu güzel paylaşımın ile öykünün yer aldığı edebiyat sitesi olan "Özgür site" yi de tanımış oldum.
Teşekkürler ve güzel bir hafta dilerim...
Sevgilerimle...
Ne güzel ne pozitif bir şiirmiş.Gece vakti yaşamdan aldığım keyif artıverdi hakikaten :)
Bir de verdiğin bilgiler doğrultusunda çok ilginç bir şey öğrendim sevgili bedişciğim:
Yeni fotoğraf makinalarına Ziya Osman Saba'nın Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi isimli hikayesini gerçek kılan ve çekilen karedeki insan gülümsediği anda otomatik olarak deklanşörü tetikleyen teknoloji, yani ''gülümseme deklanşörü'' ilave edilmiş.
Teşekkür ve sevgilerimle...
ezgilimelodim,
umarım beğenirsin :)
Sevgili yürekten damlalar,
size de yazdığım gibi postlar görünmüyordu.Yoksa gelmez miyim :)
Sevgiler
sevgili deepblueeagle,
beni de önce ismi çarptı hikayenin zaten hemen okudum.Edebiyat çok güzel...
Bilge'ciğim,
bir pazar günü bir kez daha okuttum sana işte ne güzel :)
Sevgili HÜSEYİN USTA,
Aaah ah yaramı deşme :)Güzel sanatlar okumayı çok istemiştim ama şartlar falan olmadı işte sevimsiz maliye okudum.
Resim,şiir,edebiyat buyum işte...
Teşekkür ederim.
Sevgili Esmir,
Özgür siteyi bende yeni keşfettim.Edebiyat sitelerinde çok dolaşırım.güzel siteler bulursam hemen paylaşırım :)
teşekkür ve sevgilerimle
Sevgili Zeugma'cığım,
bak senin sayende ben de yeni birşey öğrendim.Yorumunu okuyunca hemen araştırdım zaten gülümseme deklanşörünü :)Gerçi benim pek ihtiyacım yok ama :)yüz tanıma teknolojisiyle hiç bir gülümsemeyi kaçırmıyormuş :)
Sevgilerimle
Güzel bir şiir. İlginç bir hikaye. Mesut oldum:)) Acaba, bu hikayedeki gibi, burası mesut insanların caddesi-sokağı ve kahvesi dense; kaçımız geçer, kaçımız bir yudum çay içerdik mesut insanların arasında:)) diye düşünürüm ben...
Guven,
Mesut insanlar fotoğrafhane'sini okuyarak mesut olduysanız sorun yok demektir :)rahatlıkla gidip çayınızı içebilirsiniz:)
Hem son yıllarda insanlarımızda bir aşık atma durumu olduğundan eminim mesut insanlar kahvesi dolar taşardı :)))bende mesutum bende mesutum diye :)))))
Siir ruhun gidasidr, demisler. Okumak lazim. Sevgiler...
Sevgili nesrin,
şiirsiz bir hayat düşünemiyorum :)
Yorum Gönder