
Bir süre önce ailece hayvan barınağı ziyareti yapmıştık.Elbette çok üzgün olarak döndük eve…Birkaç gün sonra, Ntv de 63’üncü Cannes Film Festivali Kısa Film Yarışması’nda Altın Palmiye’yi kazanan ‘Chienne d’histoire’ (Hayırsız Ada) filmini izledim. 1910 yılı İstanbul’unda, o zamanlar ‘Hayırsız Ada’ denilen, şimdiki Sivri Ada ve Yassı Ada’ya üç ayda 30 bini aşkın köpeğin sürgün edilmesini anlatıyor. Talat Paşa’nın bizzat bu işle ilgilendiğini anlatıyor Avedikyan. Kürtlere ve çingenelere para vererek şehirdeki köpekleri toplattığını, böylece şehri modernleştirmeye çalıştığını anlatıyor.
Neredeyse 100 sene önce 1910 senesinde Meşrutiyet Döneminde II. Abdülhamit döneminde sokak hayvanları için bilinen ilk organize suç çalışması düzenleniyor.
Kafesler yapılıyor. Güzel İstanbul’un güzel sakinleri, sokak köpekleri önce kafeslere tıkılıyor, kafesler filikalara yükleniyor, sonra ver elini Sivri Ada…

Önceleri görevlendirilen zaptiyeler köpeklere yemek ve su veriyor. Bu iş bir süre sonra elbette ki ihmal edilmeye başlanıyor. Açlık ve susuzluktan kırılan Hayırsız Ada sakinler hayatta kalabilmek için birbirlerini parçalamaya başlıyor.
Temmuzun cayırdayan sıcaklığı leş kokularını lodosun gücü ile İstanbul’a taşıyor.Çocuk ağlamalarını andıran bu iniltiler haklın canını acıtıyor ama nafile…Yaşadıkları sonu anlatmak yersiz…
Ve, İzmir-Bornova’da üniversiteli gençlerin bir köpekle kediye uyguladıkları vahşet…
100 sene geçti…2010 yılında, şehirlerimizin güzel sakinleri, sokak köpekleri yine kafeslere tıkılıyor.Kentleşmenin götürüsü nedeni ile filikalar yerine kamyonlara yükleniyor. Hayırsız Ada yerine şehirlerin dışına ormanlık alanlara atılıyor veya kafesler içinde aç susuz yaşamaya mahkûm ediliyorlar.
Tek suçları yaşadığımız Dünya’yı bizimle paylaşmaları.
"Ezber" filmi “Bu filmi izlediğinizde bildiğiniz herşey tepetaklak olacak” sloganıyla başlıyor.Film’in ilk karelerinde hoş görüntülerin yer aldığı ve giderek gerçeklerin gösterildiği, yaşanılan vahşetin abartısız gözler önüne serildiği etkileyici bir film olan ezber hüzünle biten bir öykü ama en acisi da;bunun her gün defalarca yasaniyor olmasi.
Ezber
Yükleyen ardalahmet. - DiÄ�er hayvan videolarına göz atın.

24 yorum:
Ne kadar çok şey bilirsen o kadar çok üzülürsün:(
Sevgili Usta,
önceki postun yorumlarına cevap verirken gelmişsin bile.Haklısın Usta,bazen keşke dünyadan bihaber biri olsaydım diye düşündüğümde oluyor :(
Blogların birinde okumuştum, "hayvanların en adisi insandır," diye. Herkesin ağzında "sevgi" kelimesi uçuşurken, o günden bu güne değişen fazla bir şey olmamış gibi..
dostlukla..
İnsan ya da hayvan diye ayırmaksızın sadece "canlı" gözüyle bakabilsek daha güzel bir ülkede yaşar olurduk sanırım. Malesef 100 yıl önce yaşanmış bir vahşeti 100 yıl sonra da farklı bir boyutta görmek insanın içini acıtıyor. O zaman hiç mi birşey değişmedi bu 100 yılda sormak geliyor içimden!!!
Yıllar (on, yüz hiç farketmez)insanoğlunun insanlığına hiç bir şey katmıyor. Tersine insan, hayvan demeden giderek daha büyük bir zevkle yıkıp geçiyoruz.
10 yıl bir köpekle yarenlik edince önce kendim olmak üzere insanoğunun tüm defoları iyice batar oldu.
Bir ormanın kıyısında oturuyorum ve oralarda köpeklere yapılanları dehşetle izliyorum.
Uzun bir yorum oldu ama bu benim en zayıf noktam.
Sevgiler...
O görüntüleri izlerken midem bulanmıştı, fazlasıyla etkilendim, üzüldüm, üzüldüm, üzülüyorum.
evet maalesef ormanlara bırakıyorlar biliyorsun bizim oralarda ne kadar çok sahipsiz aç susuz hatta sahipleri tarafından bırakıldıkları için ağlayan köpekler var..ne kadar üzücü bir durum acaba insanlar bu durumda olsaydı ne yaparlardı..
Bir çok insanın birbirine bile hoşgörüsüz, anlayış ve hatta değersiz davrandığı bir toplumda yapılanlar ne kadar üzse de şaşırtmıyor doğrusu. Sadece bazen akılları zorluyor.."Nasıl ya?" duyduğum vahşetler ardında defalarca sorduğum tek soru!! Filmi kesinlikle izleceyeğim..Teşekkürler.
çok çok etkileyici :(((
Doğa, ya da inanılan o ilahi güç, en büyük armağanını hayvanlara vermiştir.. Adı "içgüdü" dür.. İnsanlara da konuşmayı bahşetmiştir anlaşabilsinler diye!!
Tersi olsun isterdim sevgili dalgalarıaşmak!
aslan,
evet,kendi türünü yok eden tek canlı insan...
dostlukla
Sevgili Nihansu,
maalesef hiç bir şey değişmemiş.herkes hayvanları sevmek zorunda değil ama eziyet niye ??
Sevgili Asuman,
Rica ederim,hiç te uzun bir yorum değildi."İnsanları tanıdıkça hayvanları daha çok seviyorum" sözünün diğer tarafı sizinki de...
Sevgili Ecehan,
ben görüntüleri bilhassa izlemedim.Dayanamayacağım için :(
Sevgili Bilge'ciğim,
evet biliyorum.İşte "Ezber" filmi de öyle bir bakış getirmiş.
Sevgili bonafide,
Hayırsız Ada,Ezber gibi çarpıcı değil.Suluboya ile yapılmış görüntüler ama konu gerçek ve tarihimizden bir sayfa olduğu için ilginç.
minimalist :((
Sevgili hasretsenfonileri,
hayvansal içgüdülerle insanın ne halde olduğu ortada.o zaman ne olurdu acaba ???
O kediciği acımasızca tekmeleyen varlığın birgün tekmelenip öldürülen kediye dönüşeceğini düşünmek bile acı veriyor insanın yüreğine.Böyle mi olcak acaba? Yoksa öcalan yanımla ben mi yazdım bu senaryoyu?
İnanır mısın resmen ağladım:(
Ya nasıl insan olur bunlar ya,nefret ettim!!
Hayvanlara düşkünlüğüm bilinir çevremde.Ve ben her zaman derim hayvanları sevemeyen insan da sevemez diye...
Seyredemiyorum o görüntüyü,içim acıyor...
Sokak hayvanlarının düştüğü içler acısı durumları;
İnsanların tamamen "hayvan sevgisi kıtlığı"ndan kaynaklı olarak düşünüyorum.
Çok acı!
Evcil olarak alıp ve sıkıldıklarında sokak köpeği olarak dışarıya saldıkları niceleri var...
Yazık!
Not: Buarada "post" olayım düzeldi sanırım! Biraz uğraştım. Yazılarım "KUMANDA PANELİ"nde görünüyorsa bildirirsen memnun olurum
Goruntulerı ızleyemedım
bu konuya dayanıksızım
tv de ya da gazetde boyle bıseyler yayınlandıgında bakamıyorum cunku cok tesırı altında kalıyorum
ama dısarda
kedı kopege zarar veren
en ufacık bı harekete bıle
asla seyırcı kalamayan bı ınsanım
bu yuzden cok cıddı sorunlar dahı yasadım
sokak psıkopatlarla dolu..
''İnsanları tanıdıkça hayvanları daha çok sevmeye başladım'' diye klişe bir söz vardır hani. Ama bu yazıdan sonra hiç klişe gelmedi bana...
Videoda ne var, izlemeye çekindim. Çünkü görüntüdekinin insanlıktan çıkıp bir vahşet sergilediği öyle belli ki..
Eline sağlık bu güzel post için.. Ve duyarlılığın için teşekkürler canım..
Sevgilerimle...
tarihteki o olayı okumuştum. haklısınız. sokak hayvanları yurdumuzda çözülemeyen sorunlardan. barınaklar yetersiz, bakımsız. aslında, sokaklarda dolaşması da çok uygun değil. belki eskiden daha uygundu. ama onlara yer kalmadı. belki onlar için parklar olmalı. hayvan hakları. zor konu. henüz insan haklarına bile gelemedik. hayvansever olmak nedir. bu da zor. aklımı kurcalar hep.
Yorum Gönder