11 Mart 2010 Perşembe




Acil Servis, hasta hayatı kurtarılmaya çalışılırken, hayatın bir pamuk ipliğine bağlı olduğunu gördüğünüz yer. Gece-gündüz sürekli ambulans sirenleri, acı dolu insanlar ve bir sürü hayat hikayesi.Şırnak'tan, Van'dan gelmiş insanlar, ekonomik nedenlerle içtiği suyu bile idareli kullanan, Ankara'nın gece ayazında dışarda bekleyen insanlar...Gencecik ölümler... "Sağ mı?" bir de bu kelimenin ne kadar acıyı ve hüznü taşıdığını anladığınız, bir annenin genç bir kızı icin sarf ettiği ve kimsenin hiçbir şey söyleyemediği, sessizlik ve çaresizlik içinde kalınan o an...25 Yaşında kaybettiği kızının nüfus cüzdanını okşayarak ağlayan anne...
Başkalarının acılarını gördükçe, kendi hastanızın durumuna şükretmeniz bile içinizi acıtıyor en uzun gecelerin yaşandığı yerde...

6 Mart 2010 Cumartesi

Nostalji...





Önce aşkla dolar, sonra bir bir sözler çalınır kulağınıza, arkasından ısrarcı bir hüzün ve dudak bükme isteği... Hasret kaldıklarınız gelir gözünüzün önüne...İnsanın içini ne de çok kavuran kavramlardır "hasret, gurbet" bu şarkıda bi daha anlarsınız.



(Resim Klimt)

4 Mart 2010 Perşembe

Zaman





Dün kopan bir yapraktı,düşen bir kuru daldı
Bugünden güzel değil bulacağın yarında
Aç ellerini bir bak yanan avuçlarında
Dün gitmiş yarın yok bize bir bugün kaldı

Ümit Yaşar Oğuzcan


(Kendime doğumgünü hediyemdir)